Evde hayvan Beslemenin Püf Noktaları

Meslek hayatım boyunca, hayvan sahibi olanlarda hep şuna tanık oldum:
” Oğlum/kızım çok köpek istedi.Aslında bakacak yerimiz yok, balkonda bir kutunun içinde bakmak zorunda kaldık. Evin içine asla almam. Zaten masrafıyla başedemiyorum. Sırf onun mutlu olması için aldım. ama önce onunla oynadı, ilgilendi. şimdi hiç ilgilenmiyor, köpekte hep havlıyor.. şimdi vermek istiyoruz.. Buna iyi bakacak birilerini bulabilirmisiniz”?

Şimdi, bu hayvancağızın nasıl günahına girildiğini, ve olaya hayvan açısından bakıldığında, aslında köpek besleyenlerin çoğunun hayvanların dilinden asla anlamadıklarına bir bakalım;

1-Eve hayvan alınırken, sadece çocuklar veya evin beyi istedi diye köpek alınmaz. Önce evinin hanımının hayvan beslenmesini ve bakımını üstlenmesini istemesi lazımdır. Aksi takdirde evde sürekli huzursuzluk çıkar. Ve zavallı hayvancağız, cansız bir oyuncak gibi elden ele atılır.
2- Balkonda köpek bakmayı düşünen hayvan sahiplerine, “saksıda çiçek yetiştirmek” arasındaki farkı anlatabilmek için, onun hareket etmek zorunda olduğu ve dışkılama gibi bazı zaruri ihtiyaçlarının giderilmesi gerektiği, soğuktan ve sıcaktan korunma isteği olabileceğini, yalnızlıktan nasıl korktuğunu, ve büyüdükçe yalnız ve ağlayarak, ” yani havlayarak ve inleyerek,mızıklanarak” büyüyen hayvanların arsız ve söz dinlemez olabileceğini ve bu kabahatin hayvan sahibine ait olduğunu hatırlatmak isterim.
3-Evin içine asla alamayacağın bir hayvanı ne demeye bakmak istiyorsunuz?Hayvanı dostluk veya çocuğunuzun köpeğe bakmasını beslemesini gezdirmesini yani sorumluluk almasını sağlayamayacak bir sinir sistemine sahip değilseniz, o hayvanın günahına nasıl girmeye cesaret edebilirsiniz? Zaten maddi durumunuz iyi değilse, ucuz mamalarla besleyecek tüy dökülmesine neden olacaksınız. İç ve dış parazit ilaçlarını vermeyerek, hem onu hem kendinizi riske atacaksınız. Hayvancağız hastalık taşıyıcı haline gelecek. Belki onun için eve alamıyorsunuz. Besleme ve bakım kurallarını öğrenmeden hayvan almak zaten sorumsuzluğun en büyük örneğidir. Çocuğunuza zaten örnek olamayacaksınız demektir.
4- Çoğunuzun mutluluğu için bir dahaki sefere cansız bir oyuncak alınız.. Hiç olmazsa terk edildiğinde oyuncak acı çekmeyecektir. Çocuklar, gerek dersleri gerekse büyüme evrelerinin kendilerinde yaptığı değişimleri keşfetmekle ve onlara şaşırmakla meşguller. Sizin desteğiniz olmadan tek başına sorumluluk alacak kapasitede değiller..
5- Köpek hep havlıyor… Tabi ki ” Ne olur bırakın yanınıza geleyim diyor, karnım acıktı diyor, çişim geldi bulunduğum yere yapmak istemiyorum diyor. Dışarıdaki köpek arkadaşlarına cevap veriyor.Ben de koşmak, oynamak istiyorum diyor. Bacaklarım tutuldu bu esir hayatından diyor. Üşüyorum diyor, yanıyorum diyor.. size bir şeyler anlatmaya çalışıyor, konuşuyor yani havlıyor… siz ise bunu sadece gürültü olarak yorumluyorsunuz…
6- Oğlunuzu veya kızınızı ben buna bakamıyorum, çocuk esirgeme evine bırakayım diyebiliyor musunuz? Ha belki kanunlar olmasa siz bu zihniyetle onu da yaparsınız… Veya lütfen benden daha iyi bakabilecek bir aileye vereceğim oğlumu diyebiliyor musunuz? Onun düşeceği zor durumu düşünür, tüyleriniz diken diken oluverir. O hayvancağız da sizi annesi babası olarak görüyor. Siz onu sadece hayvan olarak görüyorsanız, duygularını anlayamayacaksanız lütfen hayvan beslemeye bir daha yanaşmayınız…

Üstelik el değiştiren hayvanlar tıpkı insanlar gibi şiddetli depresyona giriyor yani aile yapısı ve alışkanlığının değişikliğine adapte olamadıklarından , ya agresif, ya da pasifize oluyorlar… Yani sinir sistemleri çöküyor…

Lütfen sorumluluklarınızın farkında iseniz köpek alın, onların acı çekmesine siz neden olmayın…

Vet. Hek. Tülin Yakal